time 2 Anlamı, Karşılığı

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P Q R S Ş T U Ü V W X Y Z

İngilizce - Türkçe

  • time 2
    f. 1. zamanlamak, (belirli bir zamana) denk getirmek, rastlatmak, (belirli bir zamana göre) ayarlamak, planlamak: He timed it so that he´d arrive just as they were leaving. Kendi varışını onların çıkışına rastlattı. They´d time their visits to coincide with suppertime. Ziyaretlerini akşam yemeğine denk getirirlerdi. 2. -in zamanını ölçmek. 3. -in hızını ölçmek.